1. Giriş
Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylayarak 2053 yılı için “net sıfır emisyon” hedefini ilan etmiş ve bu doğrultuda yasal ve kurumsal düzenlemeleri gündemine almıştır. 2025 yılı itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen İklim Kanunu Tasarısı, bu kapsamda atılan en önemli adımlardan biridir. Ancak tasarıya dair kamuoyunda, akademik çevrelerde ve sivil toplum kuruluşlarında ciddi endişeler ve eleştiriler gündeme gelmektedir. Bu raporda, söz konusu kanun tasarısı içeriksel olarak değerlendirilmekte; finansallaşma riski, doğa hakları ihlalleri, yerel yönetim yetkileri ve çevresel adalet açısından analizler sunulmaktadır.
2. Tasarının Genel Çerçevesi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıya göre:
-
Türkiye genelinde sera gazı envanteri yasal zorunluluk haline gelmektedir.
-
Ulusal Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) kurulması öngörülmektedir.
-
“Karbon yutağı alanların yönetimi” maddesiyle orman, mera ve sulak alanların karbon kredisi üretiminde kullanılması planlanmaktadır.
-
Bakanlık, “yeşil dönüşüm yatırımlarını teşvik” ve “iklim finansmanı” başlıkları altında finansal araçlar ve özel sektörle ortaklık sistemleri öngörmektedir.
3. Eleştiri Konuları
3.1 Doğanın Finansallaşması
Tasarıda ormanlar, meralar ve su kaynaklarının “karbon kredisi üretim alanı” olarak tanımlanması, doğayı bir piyasa unsuru haline getirme riski doğurmaktadır. Bu çerçevede:
-
Doğanın özne değil araç olarak tanımlanması, çevre etiği açısından sorunludur.
-
Karbon kredisi alım-satımı, doğrudan doğanın korunması yerine “emisyon hakkı ticaretine” dayalı bir modele yol açabilir.
-
Tasarı, bu alanların yerel halklar, çiftçiler ve orman köylüleri tarafından kullanımını ve yaşam biçimlerini tehdit edebilir.
3.2 Yerel Yönetimlerin Yetkisizliği
İklim değişikliğiyle mücadelede ön safta yer alan yerel yönetimlerin, tasarı metninde yalnızca merkezi otoriteye “uyum sağlayacak” taraflar olarak yer alması eleştirilmektedir:
-
Belediyelere karar alma değil, yalnızca “veri sağlama” ve “emisyon raporlama” görevi verilmiştir.
-
İklim uyumu ve afet riskleri gibi konularda yerel düzeyde farklı ihtiyaçlara cevap verecek düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.
3.3 Katılım ve Müzakere Eksikliği
-
Sivil toplum kuruluşlarının ve bilim çevrelerinin büyük bölümü tasarı hazırlanırken sürece dahil edilmemiştir.
-
Hazırlık sürecinde yerel halklar, çiftçi örgütleri, çevre aktivistleri ve belediyelerle istişare yapılmamıştır.
3.4 Ekolojik Hakların Anayasal Temsili
Tasarı, doğa hakları veya ekolojik bütünlük ilkesine yer vermemektedir. “Doğanın hak öznesi” olduğu anlayışı görmezden gelinmektedir. Bu eksiklik, Türkiye’nin ekolojik yıkıma karşı hukuki koruma mekanizmalarını zayıflatmaktadır.
4. Uluslararası Karşılaştırmalar
Ülke | İklim Kanunu / Politika | Doğa Hakları | Yerel Yetki | ETS |
---|---|---|---|---|
Almanya | Federal İklim Koruma Kanunu (2021) | Kısmen | Evet | Evet |
Fransa | İklim ve Direnç Yasası (2021) | Kapsamlı | Evet | Evet |
Hollanda | İklim Anlaşması (Klimaatakkoord) | Kapsamlı | Evet | Evet |
Türkiye (tasarı) | Türkiye İklim Kanunu (taslak, 2025) | Hayır | Hayır | Tasarlanıyor |
5. Politika Önerileri
SÜRKAD olarak, Türkiye İklim Kanunu Tasarısı’nın adil, kapsayıcı ve ekolojik bütünlük temelli biçimde revize edilmesini öneriyoruz:
-
Doğa Haklarının Tanınması: Tasarıya “ekolojik hak” kavramı açıkça eklenmeli; orman, mera, sulak alan gibi doğal varlıkların piyasa mekanizmalarına sokulması sınırlandırılmalıdır.
-
Yerel Yönetimlere Yetki Verilmesi: Belediyelere “iklim uyum planı hazırlama”, “emisyon izleme ve azaltma uygulaması” gibi doğrudan yetkiler tanınmalıdır.
-
Katılımcı Yasa Yapımı: Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, meslek odalarının ve doğrudan etkilenecek yurttaşların katkısıyla yasa yeniden şekillendirilmelidir.
-
Karbon Piyasası Denge Mekanizmaları: Emisyon ticareti sisteminin “hak satışına” değil, “emisyon azaltımına” dayalı biçimde yapılandırılması güvence altına alınmalıdır.
-
Ekosistem Bazlı Uyum Modeli: Yerel ekosistem özelliklerine dayalı, afet riskini azaltan, gıda güvenliğini ve biyolojik çeşitliliği önceleyen bölgesel politikalar geliştirilmelidir.
6. Kaynakça
(APA formatında)
-
TÜİK (2024). Tarımsal Üretim İstatistikleri.
-
IPCC (2023). AR6 Climate Change and Land Report.
-
Tarım ve Orman Bakanlığı (2023). Organik Tarım Değerlendirme Raporu.
-
European Commission (2022). EU Climate Adaptation Strategy.
-
Farm Zero C. (2024). www.farmzeroc.ie
-
Glenisk Ltd. (2023). Carbon Neutral Dairy Pilot Report.